Kürt’üm, Türk’üm ve açım! Ne açılımı?

blank

SITKI CANEY
Kürt'üm, Türk'üm ve açım! Ne açılımı?
 
Yıl, milattan sonra 2009 ve dünya artık doldurabildiği kadar zulmü bütün boşluklarına doldurmuş bekliyor, beklediğinin farkında olmadan ve neyi beklediğini bilmeden.

Zalim bir dünya; zulme doymak bilmeyen, durmadan daha çok, daha daha çok isteyen, daha çok kan, daha çok alın teri,  daha çok toprak deyip, istediğini aldıkça daha çok firavunlaşan zalimlerin dünyası.

Bu uğurda bütün dünyada her türlü fitne ve fesadı yaymak için, ekini ve nesli mahvetmek için elinden geleni ardına koymayan, öyle ki hile ve desiseleriyle şeytana şapka çıkartan zalimlerin dünyası.

İnsanlığın varoluşundan beri böyle bunlar.

Yüzyıllardır hep böyle bunlar ve yüzyıllardır nerede bir nebze de olsa Hakkın Hükümranlığı varsa derhal orayı yangın yerine çeviriyorlar.

İnsanları yurtlarından çıkarıyorlar, direnenleri öldürüyorlar, sağ kalanları köle ediyorlar.

Kardeşi kardeşe kırdırıyorlar.

Hiç değişmediler, değişmiyorlar.

Zulümlerine, talanlarına ara vermeden devam ediyorlar.

Binlerce masum çocuğu bir damla petrole, binlerce masum çocuğu bir karış toprağa kurban ediyorlar.

Kimimizi Zenciliğimize, kimimizi Türklüğümüze, kimimizi Kürtlüğümüze kurban ediyorlar.

Dünya artık, bütün hayatiyeti leşini sürüklemekten ibaret olan, hala kalmışsa birkaç masumiyet kırıntısı leşiyle onların üstünü örten, örterken tüm mikroplarını saçan, yaşayan ölülerle dolu ve bekliyor.

Bekliyor dünya, beklediğinin farkında olmadan ve neyi beklediğini bilmeden, bekliyor yaklaşan kıyametini.

Ben de bekliyorum dünyayla birlikte.

Burada, bu beton yığını şehirde, genç Türkiye Cumhuriyetinin başkentinde, sayıları gittikçe azalan arkadaşlarımla birlikte bekliyorum.

İnsanlığını kaybetmemiş gönüldaşlarımla, yoldaşlarımla, ülküdaşlarımla birlikte bekliyorum.

Kürt, Türk, Arap, Çerkez, Boşnak, Laz kardeşlerimle birlikte bekliyorum.

Bekliyoruz, burada, karanlığın tam ortasında, karanlığın en karanlık ininde tam vaktinde patlamaya hazır birer bomba gibi bekliyoruz.

Bekliyoruz, infilak edip, karanlığa ışık ışık saçılmayı ve zalimlerin üzerine bir kıyamet gibi kopmayı bekliyoruz.

Biriktirdiğimiz acılarımızla, rabbimizden birer lütuf saydığımız küçücük sevinçlerimizle bekliyoruz.

Kabuk tutmaz yaralarımızla, sonsuza uzanan sevdalarımızla bekliyoruz.

Hiç pes etmeden sürdürdüğümüz yürekli kavgalarımızla, direnen tüm yanlarımızla bekliyoruz.

Bu topraklarda yeniden ve gerçekten özgür olmayı bekliyoruz.

Kürtlüğümüze, Türklüğümüze, Araplığımıza, Çerkezliğimize, Boşnaklığımıza, Lazlığımıza kurban edilmek istemiyoruz.

Bu topraklardaki özgürlüğümüzü, barışımızı, kardeşliğimizi, dayanışmamızı, adaletimizi geri istiyoruz.

Bunları, bu topraklarda yaşayan tüm insanlar olarak, hepimiz için istiyoruz.

Yasaklanarak yok olmakla yüz yüze bırakılan Kürtçemizi de, İngilizceye kurban edilen Türkçemizi de geri istiyoruz.

Ahmed-e Hani’den Mem-u Zin’i,  Şeyh Galip’ten Hüsn-ü Aşk’ı yeniden okumak, anlamak istiyoruz.

Dillerimizi birbirine katmak, gönül gönüle yeniden kaynaşmak istiyoruz.

Alnımızın teriyle kazanmak, faize bulaşmamış helalinden bir ekmeği bölüşmek, finansörlerin krizleriyle köleleşmemek, insanca yaşamak istiyoruz.

Oyalamasın kimse bizi, açılımlarla, saçılımlarla…

Neden herkesin ağzında özellikle Kürt açılımı; birileri de Türk açılımı birileri de Arap açılımı istesin diye mi?

Ben Kürt'üm, Türk'üm ve açım! Ne açılımı?

Evet, açım, yıllardır bu topraklarda insanca yaşamayadır açlığım, adaletedir açlığım, özgürlüğe, barışa, kardeşliğe…

Onun içindir ki yeter artık diyorum ve Kürtçe de, Türkçe de, her iki dilimizde de isyan ediyorum, bunca kahra, bunca yoksulluğa, bunca köleliğe, bunca gaflete…

Biji Bıratî, Biji Azadi, Biji Yekitî ! : Yaşasın Kardeşlik, Yaşasın Özgürlük, Yaşasın Birlik-Beraberlik!

 

11 Ağustos 2009 / timeturk.com

 

Share

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.